بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ ٤٤

Ve fukaraya yemek yedirmezdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ ٤٥

Batakçılarla dalar giderdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ ٤٦

Ve ceza gününe yalan derdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ ٤٧

Tâ gelinceye kadar bize o yakîn.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّٰفِعِينَ ٤٨

Fakat fâide vermez o vakit şefaati şefaatçilerin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ ٤٩

Ya şimdi ne maziretleri var o öğüdden yüz çevirirlerken.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ ٥٠

Sanki ürkmüş yaban eşekleri.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ ٥١

Arslandan kaçmaktalar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ ٥٢

Yok onlardan her kişi kendisine ayrı sahifelerle tezkireler dağıtilmasını istiyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كـَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ ٥٣

Hayır, doğrusu Âhiret’ten korkmuyorlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كـَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ ٥٤

Hayır hayır o muhakkak bir tezkire.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu